En az maaş zammı istemek kadar tedirgin eden süreçlerden biri terfi etmektir. Eğer yaptığınız iş siz kendinizi ispatlamak durumunda kalmadan kendini belli ediyor ve yöneticiler tarafından fark ediliyorsa bir sorun yok; dünyanın en keyifli konuşması bu olsa gerek! Ancak eğer başarınız fark edilmiyorsa biraz tezahürat yapmak icap ediyorsa bu durumda terfi almak için bir hayli yol arşınlamak gerekebilir. Sadece farklı bir unvana geçmek için değil sosyal ve ekonomik durumdan da bir üst seviyeye çıkmak için terfi, kariyer yolcuğundaki en büyük adımlardan biridir. Uzun süredir bir şirkette çalışıyorsunuz… Yaptığınız iş ortada, başarılarınızın farkındasınız… En zorlu görevleri yerine getiriyor ve dahası çalışma disiplininizle kendinize bir hayli güveniyorsunuz. İş bitmeden ofisten çıkmıyor ya da hafta sonu demeden çalışıyorsunuz. Yöneticinizin verdiği görevleri yerine getirmekle kalmıyor, adeta bir joker eleman gibi herkesin işine koşuyorsunuz. Kriz yönetimi deseniz o tam sizin işiniz! Buraya kadar mükemmel bir çalışan tasvir ettik. Siz kendinizden ve çalışmalarınızdan eminsiniz ama peki ya karşı taraf bunun farkında mı? Yapılması gerekenden fazla işi yaptığınız zaman bu bir noktadan sonra olağan karşılanabiliyor ve dahası sanki sizin sorumluluğunuzdaymış gibi tabiri caizse o iş sizin üstünüze yıkılabiliyor. Çalışmayı seviyor olabilirsiniz ancak bazı ödüllerin de başarıyı tetiklediği bir gerçek. Mademki başarınız görülmüyor ve dahası “iyilik” adı altında ekip arkadaşlarınıza yaptığınız destekler sanki sizin “zaten yapılması gereken” bir göreviniz olarak görülüyor bu noktada terfi edilmeyi beklemek yerine bizzat bu konuyla kendinizin ilgilenmesi gerek. Bu da şu demek; kendi terfi konuşmanızı yöneticinizle kendiniz yapın. Ne yazık ki iş hayatında bazı başarılar bağırılmalıdır. Yani kendi içinizde yaşadığınız bir başarının ya da çözdüğünüz krizin sadece sizin tarafından bilinmesi değil tüm ofisin ve özellikle yöneticinizin bildiği bir düzen gereklidir. Evet, insanın kendini övmesi zor ve çoğu zaman iticidir. Ancak herkes terfi alırken size uğrayan bir “mail” yoksa ve dahası yaptığınız işlerin o kadar da gözükmediğini düşünüyorsanız o halde devir kendini ispatlama devridir! Terfi almanın yollarına geçmeden önce terfi ne demek kısaca göz atalım.
Terfi ne demek? Terfi almak nedir?
Terfi almak ya da unvan değişikliği, her ikisi de aynı şeydir. Terfi kelimesi iş hayatında karşımıza en sık çıkan kelimelerdendir çünkü kariyer yolculuğumuzun en önemli hayallerinden birini oluşturur. Terfi kelimesi Arapça kökenli bir kelimedir. Sonradan Arap dilinden dilimize geçmiştir. TDK’ya göre terfi ne demek kısaca özetleyelim; derece, makam bakımından yükselmek ya da yükseltme. Terfi almak çok çalışmak, sürekli mesaiye kalmak, kalan işleri eksiksiz bitirmek ve benzeri gibi görevlerin yerine getirilmesi neticesinde alınır ancak bu saydıklarımız her zaman yeterli olmayabilir. Yöneticinize terfi talebiyle gidecekseniz bu noktada dikkat etmeniz gereken bazı şeyler vardır. İnsanın özgüvenli olması şahane bir şeydir ancak bazen özgüven “fazla” güvene yol açar ve antipatik bir etki oluşturabilir. Ben bunu hak ediyorum, en çok ben hak ediyorum, benim hak ettiğim çok daha fazla, burası bana yetersiz kalıyor, ben en iyisini hak ediyorum gibi büyük cümleler yerine daha dikkatli ve temkinli ilerlemekte fayda var. Daha önce maaş zammı nasıl istenir başlıklı blog içeriğimizde üslubun ne kadar önemli olduğundan bahsetmiştik. Üsluptaki en ufak bir sıkıntı haklıyken haksıza düşürebilir. Bu nedenle maaşınıza zam isterken de terfi talebinde bulunurken de en dikkat edilmesi gereken şey üsluptur. Dilerseniz maaş zammı isterken nelere dikkat edilmesi gerektiğini kaleme aldığımız blog yazımıza uğrayın. Yazıyı okumak için TIKLAYIN.
Gelelim esas büyük meseleye; terfi konuşması yapmak. Yöneticinizle terfi konuşması yapmadan önce dikkat etmeniz gereken bazı püf noktaları vardır. Şimdi gelin onlardan bahsedelim.
Terfi almanın püf noktaları nelerdir? Terfi istenirken nelere dikkat etmek gerekir?
Kariyer basamaklarını tırmanırken, gelinen dönüm noktalarından biri terfi sürecidir. Gerekli donanım ve yeterliliğe sahipseniz yükselme şansınız her zaman vardır. Bazen bu süreç zorlu olabilir, zaman alabilir. Ancak başarı mutlaka kazanır! Peki, terfi almanın püf noktaları ya da bir diğer deyişle terfi almanın yolları nelerdir?
Çok çalışıyorsunuz. Verilen görevi fazlasıyla yerine getiriyorsunuz. Ekip uyumunuz şahane, çalışma prensibiniz göz dolduruyor. Peki ya herkes bunun farkında mı? Yani “göz dolduruyor” derken sadece kendinize mi saklıyorsunuz bu başarılarınızı? Yanlış. İş hayatında tezahürat, daima alkışı alır. Yapılan işi gizli gizli başarmanın, krizi kendi kendinize çözmenin, projedeki “gizli kahraman” olmanın size bir faydası olmaz. İş hayatında gizli kahraman olmak her zaman kar getirmez. Eğer terfi almak istiyorsanız başarınızı yüksek sesle dile getirmeniz gerekebilir. Çok fazla mütevazı olmak iş hayatında başarıyı her zaman getirmeyebilir. Kendinizi dosyaların içine gömerek, başarınızı kendi kendinize yaşayarak bir noktaya gelmeniz zor hatta imkânsız. Bu nedenle başarınızı bol bol dile getirin ve herkesin görmesini sağlayın. Kendini övmek değil bu; var olan başarınızı göstermek.
Bu liste sadece terfi almanızı desteklemekle kalmayacak, gün içerisinde sizin de motivasyonunuza iyi gelecektir. Haftalık ve aylık hedeflerinizi bir kenara not edin. Söz uçmasın, yazı kalsın. Kendi başarı listeniz hep gözünüzün önünde olsun bu sayede hem motivasyonunuz yükselecek hem de terfi almak için elinizde veri biriktirmiş olacaksınız. Zamanı geldiğinde, terfi konuşması sırasında kotardığınız işleri sunarsınız ve bu sayede terfi işini “ispatlı” yürütmüş olursunuz.
Şu bir gerçek ki çoğu işveren tek bir iş yapana değil birden fazla iş yapana bir adım daha yakındır. Sürekli aynı işi yapmak yerine ara sıra başka sorumluluklar da almaktan çekinmeyin. Yalnız dikkat edin aldığınız bu “ek sorumluluklar” günün birinde sizin asli sorumluluğunuz olmasın! O zaman iş yükü ağır gelebilir ve terfi konuşmasının şekli değişebilir. Bu arada gönüllü olarak yaptığınız işleri de yukarıdaki başarı listenize eklemeyi unutmayın.
Takım çalışması en önemli şeylerden biridir. Bazen kişisel egolar, çıkarlar takım çalışmasında pürüzlere neden olabilir. Dirsek temasında olduğunuz birimlerle olan beşeri ilişkileriniz ne kadar iyi olursa şirketteki uyum da bir o kadar iyi olur. Uyumlu, ekip çalışmasına yatkın çalışanlar da iş ilanlarının olmazsa olmazlarıdır. Bu nedenle iş yeri iletişimdeki pozitif tutum, sizi daima gözde yapacaktır. Yanı sıra profesyonel ve güvenilir bir duruşun da anahtarı niteliğindedir.
Terfi almak? Dedikodu yapmamak? Dedikodu yapandan uzak durmak? Bu soruları bir araya getirince birbirinden bağımsız gibi durabilir ancak birbirine oldukça bağlıdır aslında. Dedikodu yapmak, kariyerinizi kendi ellerinizle yıkmak demektir. Hiçbir iş yerinde dedikodu yapanlar sevilmez. Dedikodu yapmasanız, yapanlarla bir arada olmanız bile eksi bir puandır. Patronun gözünde imajınızı yerle bir olabilir. Sadece işe odaklanmak pek çok iş yerinde zordur; arada mutlaka laf, söz döndüren birileri olur. Şunu unutmamak gerekir ki dolu insan işiyle, boş insan kişiyle uğraşır. Siz işi ile dolu olanlardan olun; sonuç her zaman sizin kazancınıza olacaktır.
Geldik son maddemize; iletişim. Yöneticinizle aranız çok iyi olmayabilir, kimse kimseyi sevmek zorunda değil ancak herkes herkese saygı duymak zorundadır. Bu nedenle kişisel sorunlarınız, yöneticinizle olan terfi konuşmasına yansımasın. Yöneticinizi sevmiyor olabilirsiniz ancak terfi almak istiyorsanız profesyonel olmalısınız. İş hayatı iniş ve çıkışlarla dolu bir serüvendir ve bu serüvende onlarca farklı karakterde insanla çalışacağız muhakkak. Evimizden çok iş yerimizde vakit geçirdiğimizi düşünürsek bir noktadan sonra yöneticimizi ailemizden daha çok göreceğiz. Haliyle sürekli olumsuza odaklanmak yerine işi tamamen profesyonel çerçevede tutmak en iyisi olacaktır. Bunun da en etkili yolu doğru bir iletişim şeklini benimsemektir. Müdür ile terfi konuşması yapmanın en önemli şekli düzgün ve saygılı bir üsluptur. Unutmayın, hak eden mutlaka değerini bulacaktır, er ya da geç!