Şu bir gerçek ki telefonlarımız, tabletlerimiz, bilgisayarlarımız elimiz ayağımız konumunda. Kimi zaman “Ben teknolojinin esiri değilim” gibi iddialı cümleler kuruyor olsak da cep telefonumuzdan ayrı kaldığımız 1-2 saatte neler kaçırdığımızı içten içte hesaplamıyor da değiliz laf aramızda. Öyle ki, telefonsuz dışarı çıkmayı “yarım kalmış” gibi hissedecek kadar bağımlı bile olmuş olabiliriz. Teknolojinin yararları saymakla bitmez şüphesiz. En basiti şuan bu yazıyı sizinle buluşturuyor olmamız bile teknolojinin verdiği nimetlerden. Korona virüs mücadelesi ile uğraştığımız ve gerçek bir savaş verdiğimiz şu günlerde özellikle teknolojinin tıp alanında gerçekleşen gelişiminin meyvelerini de yiyoruz. Bugün hastalığın tanı, teşhis ve tedavisinde kullanılan teknolojiler sayesinde yarınlara dair inancımızı korumaya devam edebiliyoruz. Keza konu iletişim olunca da yine kardayız. Korona virüs hasta sayısı, korona virüs son durum, korona virüs Türkiye durumu vs. gibi pek çok bilgiye tek tıkla ulaşabiliyor ve var olan önlemlerimize daha da özen göstererek mücadelemizi sürdürüyoruz. Korona virüs ile teknoloji örneğinden ilerledik çünkü konu insan sağlığı olunca teknolojinin yararları yadsınamayacak kadar çok, bunu biliyoruz. Elbette “her şeyin fazlası zarar” mantığını hayatımızın her anında görüyoruz. Yediklerimizden içtiklerimize, kullandıklarımızda tükettiklerimize kadar geniş bir döngü içindeyiz. Bu döngü içinde durmaksızın üretiyor, gelişiyor ve aynı hızla da tüketiyoruz. Teknoloji gibi ışık hızı gelişmeler sayesinde de bu tüketim miktarı artmakla beraber bir hayli hızlanıyor da. Dün aldığımız cep telefonunun 1 ay sonra yeni versiyonunun ya da bir üst modelinin çıkmasını hayretle ve hararetle izliyoruz. Hal böyle olunca, “tüketim” kelimesini bu kadar kullanınca ister istemez teknolojinin zararları da bizi etkilemiyor değil. Önce teknoloji kavramını ele alalım ve sonra belki de farkında olmadığımız zararlarını…
Teknoloji nedir?
Teknoloji nedir kısaca tanımlayalım. Teknoloji sanayide, üretimde ya da günlük yaşamımızda hayatımızı kolaylaştıran bilimsel bilgilerin güzel bir harmanıdır. Belirli bir amaca ulaşmak için bilimsel bilgimizi kullanıyorsa bunda teknolojinin parmağı vardır. Teknoloji genel olarak bir ekipman parçasını içerir ancak bu ekipmanı kullanabilecek donanıma sahip olmak da teknolojinin bir parçasıdır. Tekerleğin keşfedilmesinden tek tıkla dünyayı parmaklarımızın ucuna getirdiğimiz döneme kadar geçen süreç, teknolojinin hayatımızı nasıl derinden etkilediğinin de bir göstergesi aynı zamanda. Sayısız faydası var mı? Elbette. Peki ya zararlarını hiç düşündük mü? Gelin birlikte göz atalım.
Teknolojinin zararları nelerdir?
Teknoloji başlı başına hayatımızı bu kadar kolaylaştırıyorken, zararları üzerinde durmak belki çok da işimize gelmiyor olabilir. Ancak durumun genel tablosuna baktığımızda aslında sağlığımıza kadar dokunan zararları olduğunu görebiliyoruz zira teknolojinin zararları bireysel ilişkilerimizden tutun da günlük yaşantımıza kadar tüm hayatımızı etkileyen cinsten. Teknolojinin zararlarını birkaç başlık altında inceleyelim.
Teknolojiyi elimize aldığımız anda konsantremizin direkt dağıldığını itiraf edelim. Dış dünya ile bağlantımız ciddi bir kopma yaşıyor. Favori dizimizi izlerken, oyun oynarken, sosyal medyada gezerken kendimizi bile unutabiliyoruz. Bu da bizi olaylardan koparmaya itebiliyor. Dış dünya ile bağlantımız, internet bağlantımız ile entegre; internet bağlantımız koparsa, dış dünya bağlantımız devreye giriyor desek yeri.
Arkadaşlarımıza buluştuk. Şahane bir mekânda, hoş bir sohbet hedefliyoruz. Fakat içimizden biri “bir fotoğraf çekelim mi?” dediği anda iletişim birden dağılıyor. Fotoğraf çekme telaşı, ardından onları sosyal mecralarda paylaşma furyası derken zaman nasıl geçiyor anlamıyoruz. Günün sonunda elimizde şahane fotoğraflar kalıyor kalmasına ancak geçen sürede ne kadar sohbet etmiş oluyoruz işte orası muamma.
Bilgisayar başında geçirdiğimiz saatleri düşünürsek belimizin, boynumuzun, sırtımızın, gözlerimizin bize söylemek istediği şeyler olabilir! Teknoloji ile bazen o kadar çok haşır neşir oluyoruz ki duruş bozukluğundan sebep her yerimiz ağrıyor. Aslında farkına varıyoruz ancak teknoloji bağımlılığından olsa gerek hareket etmeye mecalimiz kalmıyor. Hâlbuki her 15 dakikada bir kalkıp dolaşsak belki bu şikâyetlerimiz olmayacak ama ya o 15 dakikada sosyal medyada bir şey kaçırırsak?
Tabi kafamız karışmıyor değil. Kullandığımız teknolojiler yeni dahi olsa bir sonraki çıktığında beynimiz direkt “en iyiye” odaklanabiliyor. Hal böyle olunca mutsuz olabiliyor ve kendimizi yıpratabiliyoruz. Teknolojinin ruhsal zararları sadece “en iyiyi alma hırsından” ibaret değil elbette. Teknolojilerin yaydığı radyasyon ile daha depresif olabiliyoruz ya da uyku sorunları yaşayabiliyoruz. Bu da otomatik olarak ertesi günümüze sirayet ediyor ve güne puanımız -10 oluyor!