Hayatımıza, günlük rutinimize, ikili ilişkilerimize, iş ilişkilerimize ve dahası yaşamımızın her yerine hükmeden organımız beynimiz. Beynimiz ikna olmadan vücudumuza söz geçiremiyoruz değil mi? Fiziksel hareketlerimizi ya da duygusal kararlarımızı almadan önce “yetkili kurum” olan beynimize danışıyoruz her şeyi. İşte bu noktada gerek iş anlamında gerek duygusal anlamda bir nevi “elimiz mahkûm” beynimize. Beyinden girdiğimiz yazımıza beynin önemli bir parçası olan “zekâ” kavramı ile devam ediyoruz. Bugün konumuz duygusal zekâ ve analitik zekâ. Çoğumuz aşinayız iq kavramına. Şimdi gelin önce iq ne demek kısaca tanımayalım sonra işin duygusal boyutuna hassas bir geçiş yapalım.
IQ ne demek?
IQ nedir kısaca tanımlayalım. Zekâ genel olarak mantık, öz farkındalık, anlama, iletişim kurma, öğrenme yeteneği, duygusal bilgi birikimi, planlama, yaratıcı olma ve problem çözme yeteneğini kapsar. Eskiden zekânın asıl belirleyicisinin iq olduğu düşünülürdü. IQ’su yüksek olan çok zekidir cümlesinin dilimize pelesenk olduğu yıllar vardı. İnsanoğlu kendini tanıdıkça, beynini ve zekâsını daha yakından tanıdıkça günümüze yeni bir kavram daha girdi; eq. Önce iq ile başlayalım. IQ’nun anlamı Intelligence Quotient demektir. Standardizasyonu yapılmış olan zekâ testlerinden alınan bir nevi zekâ puanıdır. IQ, içinde pek çok skoru barındırır; matematik becerisi, dil yeteneği, hafıza, mantık yeteneği, analitik düşünce kabiliyeti, bilgi işleme süresi ve hızı gibi başlıkları barındırır. Bu yeteneklerin tamamı IQ skorunda bir araya getirilir ve neticesinde kişinin iq’suna dair saptamalar yapılır. IQ tamamen mantıksal süreçleri kapsarken, EQ tamamen duygusal hislere yöneliktir.
EQ nedir?
EQ Türkçe anlamı duygusal zekâ seviyesidir. EQ açılımı İngilizcede Emotional Quotient demektir. Kişinin duygusal zekâ seviyesini gösteren bir olgudur. Duygusal zekâ insanın duyguları anlama, kontrol etme, değerlendirme ve ifade etme şeklinin bir bütünüdür. Bazı insanlar zeki ancak başarısız olabilirler. Bunun temeli yüksek IQ seviyesine sahip olmasına rağmen EQ seviyesinin düşük olmasıdır. Yeterli donanıma sahiptir aslında ancak bunu yansıtamaz. Çevresi ile yeterli iletişim kuramadığı için bu özelliğini de bir anlamda yansıtamaz. Bu durumun tam tersi de mümkündür. Örneğin bir kişi zeki değildir ancak başarılıdır. Bunun nedeni EQ seviyesinin yüksek olmasıdır. Aslında IQ da EQ da birbirine bağlıdır. Temelde birtakım farklılıklara da sahiptir aynı zamanda. Bunları aşağıdaki gibi ele alabiliriz.
IQ ile EQ arasındaki farklar nelerdir?
IQ skoru yüksek olan kişiler bilgiyi öğrenme, anlama ve uygulama bakımından yetenek sahibidir. EQ skoru yüksek olanlar ise bilgiden ziyade duyguları anlama ve karşı tarafa ifade etme konusunda kabiliyetlidir. IQ skorunun içinde matematiksel veriler de barındığı için kişinin IQ seviyesini hesaplamak nispeten daha kolaydır. Ancak EQ, tamamen duyular üzerinde çalışılması gereken bir durum olduğu için kişinin EQ seviyesini saptamak zordur. IQ skoru genelde beynin sol lobunun aktifliğini gösterir. EQ skoru ise beynin sağ lobunun aktif olduğunu işaret eder. IQ genlerle bireylere aktarılabilir yani aslında bir anlamda kalıtsaldır diyebiliriz. EQ ise daha çok çevresel faktörlerle ilgilidir; dış faktörlerin iyileştirilmesi ile EQ önemli bir gelişim sağlayabilir. IQ skoru yüksek olan kişiler konuları iyi analiz eder, araştırır, geliştirir, konular arası bağlantı kurar ve zorlayıcı görevleri dahi seri bir şekilde yapabilir. EQ skoru yüksek olan kişiler ise takım çalışması konusunda iyi birer oyuncudur. İş birliği, ekip çalışması, iletişim ve benzeri gibi konularda yeteneklidir. İletişim becerileri yüksek olduğu için özellikle takım işlerinde önemli rol oynar, liderdir. İşe alım sırasında IQ önemlidir ve dahası işe alımın ilk basamağıdır. Ancak işe girdikten sonra oklar EQ’ya çevrilir çünkü bir işte başarılı olmak sadece işi çok iyi yapmak değil aynı zamanda çevresi ile de uyumlu olmak demektir. Akademik başarı her zaman önemlidir ancak bu başarı mutlaka EQ ile desteklenmelidir. IQ skoru yüksek olan kişiler bu yeteneklerini kötüye kullanmayı düşünmeyebilirler. Ancak EQ seviyesi yüksek olan bireylerde aynı durum söz konusu olmayabilir. EQ seviyesi gelişmiş olan insanlar kişilerin duygu ve düşüncelerini iyi analiz edebilirler. Böylece bu analizi kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirebilirler.
IQ ve EQ temelde farklı modelleri ifade eder. Ancak düşüncelerin ve duyguların birbirine bağlı olduğunu düşünürsek bu durumda IQ ile EQ’nun birbirine yakın ve birbirini tamamlayan kavramlar olduğunu görüyoruz. Duygusal zekâ ile mantıksal zekâ bir bütündür ve ayrı olsa da sonunda birbiri ile mutlaka bir bağlantı kurar.