Biraz korkutucu, bir hayli şaşırtıcı… Biraz sıra dışı, bir hayli yaratıcı. Konu yapay zekâ olunca duygular da böyle inişli çıkışlı olabiliyor. Öyle ya, bundan seneler önce mutfak robotunu dahi bir “devrim” olarak karşıladığımız zamanlar vardı. Cep telefonu denilen kavram hayatımızda yokken, jetonlarla ankesörlü telefonlardan sevdiklerimizle irtibat kurarken hayat nasıl bu hale geldi inanması oldukça güç. Artık günümüzde yapay zekâ ve yapay zekâ mühendisliği denilen bir kavram var. Bu kavram öyle bir şey ki artık tıp alanında dahi yapay zekâ doktorlarının üretimi konusunda çalışmalar yapılıyor. Hastaların tanı ve tedavisine yönelik çalışmaları hızla yürütmesi hedefleniyor. Sadece tıp alanı mı? Elbette hayır. Günümüzde yapay zekâ, yapay zekâ robot köpeğe kadar ilerlemiş durumda. Yakın gelecekte insan kaynaklarına da el atacak olan bu insansı robotlar ile işe alım süreçleri de bir hayli değişecek, gelişecek ve hızlanacak gibi duruyor. İşe alım süreci ve yapay zekâ ilişkisine geçmeden önce isterseniz yapay zekâ dediklerinin ne olduğundan kısaca bahsedelim.
Yapay zekâ nedir, ne değildir?
Yapay zekâ, insan gibi davranışlar sergileme ya da sayısal mantık yürütme gibi yazılımsal ve donanımsal sistemlere sahip bir algoritmadır. Hareket etme, konuşma ve ses algılama gibi yeteneklere sahiptir. Yapay zekâ, bilgisayarların insan gibi düşünmesini sağlar. İngilizce Artificial Intelligence olgusunun akronimi olan AL sözcüğü de bilişimde sıkça kullanılan sözcüklerdendir. Yapay zekâ insanların düşünme yöntemlerini analiz eder ve bunların türevi yapay önergeleri geliştirmeye çalışır. Dış görünüm olarak hareket, ses ve algılama kapasitesi olarak insanlar gibidir. Aslında günümüzde yapay zekâ, varlığını yeni yeni göstermeye başlamış olsa da modern bilgisayar bilimi kadar eskidir. Yapay zekâ tarihçesine baktığımız zaman fikir babasının Alan Mathison Turing olduğunu görüyoruz. “Makineler düşünebilir mi?” sorusunun yanıtını aramaya başlaması ile gelişiyor bu fikir. Üzerine pek çok çalışma yapılıyor ve günümüzde de gelişerek devam ediyor.
İnsan kaynaklarında yapay zekâ
Yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi yapay zekâ pek çok dalda karşımıza çıkıyor. Kimi zaman tıp alanında rastlıyoruz kimi zaman işe alım sürecinde. Evet, yanlış duymadınız. Yakın bir tarihte işe alım süreçlerinin bu insansı robotlar tarafından yapılması üzerine çalışmalar yürütülüyor. Elbette bu işe alım uzmanlarının ya da insan kaynaklarının görevlerine etki etmeyecek yalnızca işe alım sürecini hızlandıracak. Peki, bu nasıl olacak? Yapay zekâ sistemi ile yapılan iş görüşmeleri beraberinde pek çok avantajı getiriyor. Bunları birkaç madde halinde paylaşalım.
- Hızlı ve doğru kararlar
Firmaların işe alım süreçlerinde beklentileri hemen hemen aynı oluyor. İş disiplini, deneyim, diploma, yeterlilik, hard skills, soft skills ve benzeri gibi. Bütün firmalar uzmanları sayesinde açık olan pozisyonlara uygun adayları yerleştirmek isterler. Ancak ne kadar tecrübeli ya da yetenekli olurlarsa olsunlar çok fazla veriyi akıllarında tutmak ve kısa sürede işleyerek sonuca ulaşmak her zaman kolay olmayabiliyor. Özellikle yüzlerce adayla yapılan görüşmelerde kimi zaman verim alınamayabiliyor çünkü uzman ne kadar profesyonel olsa da hatalar ya da gecikmeler her zaman olabiliyor. Yapay zekâ teknolojisinde ise hız devreye giriyor. Çünkü yapay zekâ robotları yüzlerce değil binlerce veriyi aynı anda tarayabiliyor. Böylece oluşacak zaman kaybı en aza inmiş oluyor.
- Önyargı
Özellikle farklı uluslardan, dillerden gelen adaylar kimi zaman zorluk yaşayabiliyor. İster istemez oluşan bir önyargı ya da “emin olamama” gibi sorunlarla karşılaşılabiliyor. Yapay zekâ, işe alım uzmanının sahip olabileceği ön yargılara barındırmadığı için sıfır önyargı ile daha kolay çözümler üretebiliyor. Böylece ayrımcılık ya da önyargı gibi olumsuz durumlar yaşanmamış oluyor.
- Dil ve din
Yapay zekâ dil, din ve ırk ayrımı yapmıyor. Bu nedenle işe alınacak olan adayın özel ve sosyal hayat koşulları işe alım sürecini etkilemiyor. Farklı dil, din ve ırktan çalışanları olmasına özen gösteren şirketler için fayda sağlayabiliyor.
Yapay zekâ kullanımının avantaj ve dezavantajları nelerdir?
İşe alım sürecinde yapay zekâ kullanımı beraberinde yalnızca avantajları değil dezavantajları da getiriyor. Elbette her sürecin kusursuz işlenmesi beklenmiyor. Bu avantaj ve dezavantajları aşağıdaki gibi tanımlayabiliriz.
- Yapay zekâ kullanımının avantajları
- Tarafsız, objektif bir görüşme sağlanmış olur.
- Stres ve heyecana olumlu yansır.
- Daha hızlı gerçekleşir.
- Gerekirse uzaktan bağlantı yoluyla da yapılabilir.
- Yapay zekâ kullanımının dezavantajları
- Normal mülakatlara göre biraz daha zor geçebilir.
- Sorulan sorular daha zorlayıcı olabilir.
- Kendinizi ifade etme konusunda zorluk yaşayabilirsiniz.
- Ağdalı cümleler ya da karmaşık sözcükler kullanmak yerine sadece ve açıklayıcı bir dil kullanmanız gerekir. Bu da kelimelerinizi özenle seçmek için sizi zorunlu kılar.
- Arada duygu alışverişi olmaz bu nedenle eski iş yerinizden ayrılma sebebiniz yapay zekâyı pek etkilemeyebilir, anlamayabilir.
- Normalde üstün olarak adlandırılabilen yetenekler sıradanlaşabilir ya da değeri bilinmeyebilir. Yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi arada duygu transferi yoktur; her şey net ve olduğu gibidir.
- Kendinizi ifade etme konusunda zorluk yaşayabilirsiniz. Var olan heyecan ve stresinizin üzerine her şeyi yalın anlatma çabası sizi yorabilir.