İş hayatında başarılı olmanın yollarını arşınladığımız zamanlar, kariyer hayatımız boyunca gündemimizde olmaya devam edecek. Sadece okul bitirmekle bitmeyen ve kendimizi sürekli güncellemekle yükümlü olduğumuz iş hayatımız her yeni gün yeni şeylere gebe. Okul döneminde yapılan sunumların iyi birer staj olduğu ancak asıl sınavın iş hayatında verildiği bir kariyer yolculuğundayız. Bu yolculukta iniş çıkışlarımız olacaktır elbette ancak her iniş, çıkış için daha hırslı yapacaktır bizi buna da şüphe yok. Daha önce ikna kabiliyetinin önemine değinmiştik blog yazımızda. Aslında bugün anlatacağımız konu için ikna etmenin bir başka versiyonu da diyebiliriz. Çünkü burada amaç karşınızdakini etkilemek ve tabiri caizse bir bilgi çemberine almak. İşte bu noktada karşımıza birtakım püf noktaları, ipuçları çıkıyor.
Yöneticilere sunum yapmak
Özgüveniniz maksimum düzeyde seyrediyor… Materyalleriniz günler öncesinden hazır… Ses tonunuz, diksiyonunuz ayna karşısında defalarca tekrarlanmış… Heyecanınızı da dizginliyorsunuz yavaş yavaş… Şimdi sıra geldi “üst yönetime sunum nasıl yapılır?” faslına. Bunun için ihtiyacınız ve/veya dikkat etmeniz gereken birkaç püf noktasını sizin için araştırdık.
- Özgün olun!
Sunum formatı denilen bazı kurallar vardır ancak bu işin belli bir formül ya da kalıbı yoktur. Evet bazı fontlar, imlalar gibi dikkat edilmesi ve doğru olması gereken teknik şeyler vardır ancak konu anlatıma gelince hiçbir kalıbınız yoktur! Etkili sunum yapmanın püf noktalarından ilki özgün ve yaratıcı olmak. Henüz sunumun başında yaratıcılığınız ve farkınızla dinleyiciyi çembere almak ve yavaş yavaş konunun derinine çekmek…
- Göz alıcı bir başlık!
Henüz anlatmaya başlamadan önce dinleyiciyi neyin beklediğini sürprizli ve farklı bir yol ile onlara sunun. Bu yol şüphesiz başlık ve ilk giriş cümleniz. İddialı olmaktan kaçınmayın. Sunumun ilk sayfasında yer alan başlık aynı zamanda dinleyicinizle ilk buluşmanız, ilk göz göze gelmeniz. Etkili bir başlık ile şok dalgasını yayın.
- Az, çoktur!
Bu felsefeden daha önce bahsetmiştik kısaca tekrarlayalım. Less is more olarak bildiğimiz ve az, çoktur olarak dilimize çevrilen felsefe. Sunumlarda yer alan bolca yazı, sayfalarca görsel bazen göz yorulmasına yol açabilir. Bu şu demek… Önemli olan etkili bir şekilde yapacağınız anlatım. Çünkü muhtemelen dinleyici orada yazan küçük kareleri okumaya çok da hevesli olmayacaktır. Konsantresinin sizde olduğunu unutmayın ve kalabalık yazı ve görsellerden kaçının.
- Haberi işleyin!
Kavramlar, tablolar, istatistikler, çalışmalar, çizimler derken epey karışık olabiliyor bazen sunumlar. Bunlar sunumun bir parçası şüphesiz ancak mühim olan bu parçaları daha etkili yollarla sunabilmek. Örneğin tüm bu istatistikleri ya da çalışmaları günlük olaylarla bağdaştırabilirsiniz. Geçenlerde rastladığınız bir haber ile bağlantı kurdurabilir ve elinizdeki doneleri daha “yaşayan” bir hale getirebilirsiniz.
- İnteraktif olun!
Sunum sırasında sürekli izleyiciye soru sormak da bir süre sonra sıkabilir. Kaldı ki bazı insanlar topluluk içinde söz söylemeye cesaret de edemeyebilir. Bu durumda sorularınız havada kalabilir ve etkileşim yapamayabilirsiniz. Bunun için interaktif olmak adına sürekli soru sormaktan kaçının. Evet, sunumu dinleyici ile etkileşim halinde yapmak her zaman iyi bir fikirdir ancak bunun dozunu ve zamanını ayarlamak önemli bir meziyettir ki bu noktada tüm iş sizde bitiyor.
- Konuya hakim olun!
Sunum yaptığınız konuyu ezberlemediğinizi, konuyu özümsediğinizi mutlaka yansıtın. Dinleyiciler konu hakkında gerçekten bilgi sahibi olduğunuza ikna olmalı. Unutmayın ki dinleyiciler aynı zamanda birer jüridir ve sizi eleştirmeleri, sorularıyla sıkıştırmaları muhtemeldir. Bunun için dikkat etmeniz gereken konuya hakim olduğunuzu her cümlenizde ispat etmeniz.
- Biraz da mizah…
Bu aslında tamamen sunum yaptığınız kitleye bağlı olarak şekillenebilecek bir durumdur. Eğer çok üst düzey kişi ve kurumlara sunum yapmıyorsanız bu sunumunuza renk katmak için biraz mizah katabilirsiniz işin içine. Dinleyici büyük sunumlarda sıkılmaya hazır bekleyen bir kitledir, dikkatleri çabuk dağılabilir ya da bağlamdan kopabilir. Bu nedenle dinleyiciyi bağlamak için araya küçük mizahlar katabilirsiniz. Bu aynı zamanda özgüvenli ve samimi olduğunuzun da bir göstergesi olabilir.
- Multimedyanın gücüne inanın!
Devir teknoloji devri diye başlayan onlarca cümleye rastlıyoruz arama motorlarında. Devir gerçekten teknoloji devri. Yapay zekânın bize verdiği yetkiye dayanarak onlarca olaya şahit olduğumu şu dönemde siz de mutlaka bu teknolojilerden faydalanın. Sunumunuza video, müzik gibi ek destekleri verebilirsiniz. Böylece daha renkli ve eğlenceli bir sunuma imza atmış olursunuz.
- Anlatın!
Okumayın, ezberlemeyin sadece ve sadece anlatın. Bırakın cümleler akıp gitsin ağzınızdan. Okumanın ya da ezberlemenin getirdiği sentetik görünüm yerine anlatmanın verdiği pamuklu kumaşları tercih edin. Yani işin özeti okumayın, anlatın; ezberlemeyin hissettirin!