Kariyer yolculuğu, inişli çıkışlı bir maceradır. Kimi zaman zirveyi oynarken kimi zaman durağan bir döneme geçebiliriz. Bazı zamanlarda hırslarımızın verdiği güç ile hedefe tam yol gideriz, bazı zamanlarda ise durup kendimize dışarıdan bir gözle bakmak ve “mola vermek” isteriz. Bu molalar kimi zaman zorunlu molalar olabilir. Örneğin erkeklerin askere gitmesi, iş hayatından verilen zorunlu molalardandır. Bir başla mola türü daha vardır ki bu noktada bambaşka duygular girer devreye. Kadınların iş hayatına verdikleri bu dönemsel araya doğum izni diyelim mi kısacak? En kutsal duygulardan biri olan hamilelik dönemi bazı kadınlarda çok rahat geçerken bazılarında zorlu olabilir. Örneğin karnı burnunda olan ve son ana kadar işinin başında olan onlarca kadın çalışan vardır. Hamileliğin izin verdiği ölçüde işe devam edilebilir çünkü hamilelik bir hastalık süreci değildir. Bir süre sonra yasaların koyduğu kurallara bağlı olarak doğum izni gerçekleşir. Kimi zaman sağlık sorunları nedeniyle bu izin süreleri değişebilir, erkene çekilebilir. Bu çalışan ile işveren arasındaki anlaşmaya bağlıdır. İşveren uygun görürse, hamile kadınlar sağlıkları elverdiğince evden çalışma sistemine geçebilir. Korona virüs pandemisini yaşadığımız şu günlerde pek çok iş yeri hali hazırda home Office çalışma düzenine geçti.
Artan korona virüs vakaları ve gözlerimize inanamadığımız korona virüs hasta sayıları, evden çalışma düzenini geri döndürdü. Hâlbuki yeni normalleşme sürecinde bir kısmımız ofislerimize dönmüş ya da hibrit çalışma sistemi adı verilen “yarı ev, yarı iş yeri” şekliyle çalışmaya başlamıştık. Artan vakalardan dolayı esnek çalışma saatleri yine ve yeniden gündemin baş maddelerinden biri haline geldi. Hazır konusu açılmışken doğum iznine geçmeden önce üst satırda söz ettiğimiz hibrit çalışma sisteminden bahsedelim. Hibrit çalışma sistemi ile çalışanların ofise gelme saati, vardiyalı olacak şekilde planlanıyor. Bu sayede ofis ortamında yoğunluk azalıyor, temas kısıtlanıyor ve dahası daha güvenli bir çalışma ortamı sağlanmış oluyor. Hibrit çalışma sistemi hakkında kaleme aldığımız bir blog içeriğimiz mevcut. Hibrit çalışma sistemi nedir başlıklı yazımızı okumak için TIKLAYIN.
Bugün ise konumuz yukarıda bir sözünü ettiğimiz iş hayatındaki kısa molalardan biri; doğum izni. Öncelikle doğum izni ne demek kısaca bir göz atalım.
Doğum izni nedir, kısaca…
Doğum izni ne demek kısaca tanımlayalım. Hamilelik izni ya da analık izni olarak da bilinen doğum izni; doğum öncesi izin ve doğum sonrası izin olmak üzere iki aşamalı bölümden meydana gelir. Bu sayede hamile kadınların doğum öncesinde iş yükü hafifletilmiş oluyor. Yanı sıra doğumun ardından da bebeklerini rahatça emzirebiliyorlar ve bu yeni düzene alışmak için birlikte zaman geçirme fırsatına sahip oluyorlar. İş Kanunu’na göre doğum izni; kadın çalışanın doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz olmak üzere toplamda 16 hafta kullandığı izne verilen isimdir. Doğum izni süresi hesaplanırken gebelik süresi 40 hafta olacak şekilde hesaplanır ve gereken izin süresi bu rakam üzerinden planlanır. Eğer hamile çalışan görevine devam etmek istiyorsa, doğumlarına üç hafta süre kalana kadar çalışabilirler ancak bunun için öncelikle doğum raporu istenir. Doğum raporu almayan hamile çalışanlar, gebeliklerinin 32.haftasında doğum iznine ayrılabilir. Doğum izninin başlaması için gebeliğin 32. Haftasının tamamlanmış olması istenir. Bu haftadan sonra da hamile çalışan doğum iznine ayrılabilir. Yukarıda sözünü ettiğimiz doğum raporunu biraz açalım. Doğum öncesi rapor, tekli gebelikler için 32.haftada başlar. Ancak çalışmaya devam etmek isteyen kadınlar için bazı yükümlülükler vardır. Bunlardan biri doğum raporudur. Hamile çalışanlar, doktorlarından doğum raporu alırlar ve “37.gebelik haftasına kadar çalışmasında gebeliği yönünden sakınca bulunmamaktadır” yazısını doktor raporu ile sunarlar. Bu şekilde, doktor tarafından onaylanan ve uygun görülen raporlarla doğumdan önceki 3 haftaya kadar iş yerine çalışma imkânları vardır. Bu çalışmanın da bir sınırı var elbette; hamile kadınların 37.haftadan sonra çalışmalarına izin verilmiyor. Hamilelik iznini tamamen kullanmak isteyen kadınların ise toplamda 16 haftalık doğum iznine sahiptir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi ilk 8 hafta bebekten önce, son 8 hafta bebekten sonra. Bu sayede emzirme döneminde de anne ve bebek bir arada olmuş oluyor. Bu arada doktorun onay vermesiyle doğum iznine geç ayrılan hamile çalışanların bu hakları kaybolmuş olmuyor; doğum sonrasındaki izin sürelerine ekleniyor. Sağlığı ve hamileliği yolunda giden kadınlar bazen bu izin haklarını bebekten sonra kullanmayı tercih edebiliyor ancak söylediğimiz gibi çalışma süresinin de bir yasal sınırı var. Böylelikle doğum izni kaç gündür sorusunun da yanıtını vermiş olduk.
İkiz gebeliklerde doğum izni kaç gündür?
Artık sadece ikiz gebelik değil üçüz ve hatta dördüz gebelikleri de gördüğümüz için bu maddeye kısaca “birden fazla bebek bekleyenler için doğum izni” desek daha doğru olabilir. Eğer hamile çalışan birden fazla bebeğe gebeyse bu durumda doğum izni süresi hesaplanırken birtakım değişikliklere gider. Şüphesiz ikiz hamileliği tekli hamileliklere oranla çok daha zorlu bir süreçtir. Elbette kişiden kişiye doğru değişir ancak en nihayetinde 2 bebek büyümektedir. Bu nedenle izin sürelerinde de bazı değişiklikler olur. İkiz, üçüz gibi birden fazla bebek bekleme durumunda anne adayları, doğum öncesinde fazladan 2 hafta daha izin alabilir. SGK bu durumdaki anne adayları için doğum iznini 10 hafta olarak kullanabilme imkânı sunuyor. Böylelikle ikiz gebelikte doğum izni toplamda 18 hafta olarak kullanılabiliyor. Kadın çalışanlarda doğum izni süresi sektöre bağlı olarak değişiklik göstermez. Bir devlet memuru, kamu çalışanı ve özel sektör hamilelik sürecinde eşit şartlara sahiptir. Tüm çalışan anne adaylarının doğum izni aynıdır. Diğer bir deyişle özel sektör hamilelik izni, memur doğum izninden farklı değildir.
Doğum sonrası ücretsiz doğum izni alınabilir mi?
En merak edilen konulardan biri de ücretsiz doğum izni. 16 haftalık doğum izni tamamlandıktan sonra, kadın çalışanın talebi olursa 6 aya kadar ücretsiz SSK doğum izni verilebilir. Bu süreler yasal olarak belirlenmiştir bu nedenle işverenin itirazı gibi bir durum söz konusu olmaz. Kadın çalışanın kendisine sunulan bu haklardan yararlanması için uzun yıllardır aynı şirkette çalışması gibi bir zorunluluğu da bulunmaz. Yasal olarak doğum izni her kadın için eşittir.
Doğum parası nedir? Doğum parası ne zaman yatar?
Hamilelik sürecinde en merak edilen konulardan biri de doğum parasıdır. Öncelikle doğum parası nedir kısaca değinelim. Devlet çalışan annelere çocuk parası, doğum (rapor) yardımı, süt ve emzirme parası, kreş yardımı gibi bazı destekler sunar. Bu destekler sayesinde anne hamileliğini daha güvende geçirir en azından maddi boyutta. Devletin anne çalışanlara sunduğu bu desteklerden biri doğum parasıdır. Doğum parası, çalışan annenin doğumdan sonraki ihtiyaçlarını sağlaması bakımından önemli bir destektir. Doğum öncesi ve sonrası izin kullanan anneler, çalışmadıkları sürenin parasını da alabilir yanı sıra sigortalı çalışan annelere çocuk, doğum ve süt parası gibi ödemeler yapılır. Doğum parası asgari ücrete göre belirleniyor; annenin adına açılan hesaba yatıyor. Doğum parası ne zaman yatar sorusunun yanıtı ile devam edelim. Doğum parası ödemesi, genellikle doğumu takip eden 1 hafta ila 10 gün içerinde gerçekleşir. E-devlet üzerinden bu tarz resmi işlerin takibi yapılabilir.