İş yerinde verimlilik, çalışan performansını arttırma yaklaşımları, çalışan memnuniyetini arttırma yolları ve daha pek çoğu… Hepsinin özünde çalışanın daha verimli, daha iyi olması amaçlanıyor buraya kadar her şey tamam. Şahane ekip, muazzam projeler, üzerinden bal damlayan e-postalar da cebimizde. Peki buna rağmen çalışanlarınız neden mutsuz? Neden onlardan istediğiniz verimi alamıyorsunuz? Demek ki burada atladığınız birkaç şey var. İşte bu “birkaç şey” için bu yazıyı kaleme alıyoruz. Alışılagelmiş çalışan performansını arttırma yollarına birkaç yeni öneri ekleyeceğiz. Belki içlerinden birinin güçlendirilmeye ihtiyacı vardır.
Çalışan verimliliği nedir?
Öncelikle şunu bilmek ve söylemek gerekir ki mesai saatleri içerisinde ofiste olan her çalışan verimli çalışır diyemeyiz. Mutlaka dikkat dağınıklıkları, muhakkak konsantrasyon dağılmaları olacaktır ki bu işin fıtratın bu var. Önemli olan çok ve verimsiz değil doğru zamanlamalarla verimli çalışmak. Çalışan verimliliği özetle; emek, sermaye, arazi, malzeme, proje, enerji ve benzeri gibi kaynakların etken kullanımı demektir. Günümüzde iş yeri dinamiklerini daha çok bilgi teknolojileriyle desteklenen çalışmalar sağlıyor; bilgisayarlar, tabletler, cep telefonları vs. derken pek çok bakımdan elimizi kolaylaştıracak imkanlar var aslında. Gelin görün ki teknolojik imkanlar elimizi hızlandırıyor olsa da çalışan verimliliği konusunda bazen yetersiz kalabiliyor. Çalışan memnuniyetini arttırmanın yollarını sizin için derledik.
Şirketler için verimlilik önerileri
Öncelikle söze şuradan başlayalım. Çalıştığı yerde koşulsuz mutlu olan birine rastlamak zordur; eğer çalışanlarınızdan biri her duruma rağmen mutluysa ona gözünüz gibi bakın! Çalışanları tam anlamıyla mutlu etmek kolay bir iş olmasa da onlara atacağınız birkaç adım, verime olumu yansıyacaktır. Şimdi öncelikle kendinizle yüzleşerek işe başlayın; aşağıdaki başlıklarla ilgili ne düşünüyorsunuz?
“Teşekkür ederim” kelimesiyle aranız nasıl?
Yöneticilerin en sık çekindiği (!) şeylerden biridir teşekkür etmek. “Eline sağlık”, “teşekkür ederim”, “beğendim” gibi kelimelerin kerpeten ile alındığı şu dönemde siz farkınızı çalışanınızın emeğine verdiğiniz saygı ile ortaya koyun. Basit bir teşekkür, çalışanınızın bir sonraki projeyi şevkle yapmasını sağlayacaktır. Şevk ile yapılan her işin geri dönüşü de “verimlilik” olacaktır.
Hesap değil neden sorun!
Yapay zekâ çağında olsak da güne yeni yeni robotlarla uyanıyorsak da neticede hala çalışanlarınız hata yapmaya meyilli insanlar. Kusursuz kimse yoktur, hatasız çalışan da. Basit hatalar için çalışanlarınızdan hesap sorarak onlara sert tepkiler vermek yerine nedenleri sorguladığınız bildirimlerde bulunmanız daha iyi olabilir. Panik, hata doğurur. Çalışanınız strese girdikçe daha çok hata yapmaya meyilli hale gelebilir. Bunun yerine sert ve ağır tepkiler yerine, yine nedenleri sorguladığınız geri bildirimlerde bulunmanız ve çalışanınıza “açıklama fırsatı” vermeniz çok daha etkili olacaktır. En sinirli anınızda bile…
Üslup, saygı…
Bu iki kelimenin çalışan verimliliği üzerindeki etkisini tahmin bile edemezsiniz. Duruşunuz, olaylar karşısındaki üslubunuz çalışan memnuniyeti ile doğrudan ilişkilidir. Saygı duyulan değil duydurtulan bir kavramdır; çalışanınıza saygı duyarak kendinize olan saygınlığın da artmasını sağlarsınız. İş hayatı bu, elbette dalgalı olacaktır bazen sular. Ancak hakarete varan sözler sarf etmek, saygı sınırlarını zorlamak çalışan verimliliğini yerle bir etmek için yeterlidir. Keskin sirkenin küpüne zarar verdiği noktalarda, şartlar ne olursa olsun saygınızı bozmamak en önemli detaydır. Unutmayın ki vizyon, üslup ve saygı bir iş verene en çok yakışan titrlerdir.
Çalışma koşulları yeterli düzeyde mi?
Çalışan verimini etkileyen bir diğer unsur çalışma ortamı ve koşullarıdır. İşletmelerin sağladığı olanaklar ne kadar yüksek olursa verim de aynı oranda artar. Çalışanlarınıza bir web sayfasını 8 dakikada açan bir bilgisayar verip gün sonunda işlerin neden yetişmediğini sorarsanız, cevabı kendinizde aramanız daha doğru olur. Çalışma ortamını, çalışanların verimini aksatmayacak şekilde düzenlemek sizin sorumluklarınızdandır.
Para, para, para
Napolyon Bonapart’ın başlatıp, biz insanoğlunun devam ettirdiği sözcüklerden biri ile devam edelim; para. Çalışan verimliliğini arttırmanın yollarından biri ödüllendirme sistemidir. Bazı ekonomik koşullar gereği maaşları yüksek tutamayabilirsiniz bunun için kimse sizi suçlayamaz. Ancak bazı ufak ödüller, motivasyon kaynağı olacaktır. Belki bir ikramiye, belki bir jest… Hoş olmaz mı?
Motivasyon her şeydir!
Ve final; motivasyon. Çalışan verimliliğini arttırmanın belki de en önemli yollarından biri motivasyondur. Bu illa maddi bir karşılık gerektirmez. Çalışanınıza iyi olduğunu, çalışmalarından memnun olduğunuzu söylemek önemli bir motivasyon kaynağıdır. İster yeni işe başlamış olsun ister bol rakamlı tecrübeleri olsun hiç fark etmez; takdir edilmek herkesin gönlünü okşar.
Neden başarısız oluyorum, çalışanlarım neden mutsuz gibi sorular dönüyorsa bu ara zihninizde; bunun yanıtlarını yukarıda kaleme aldığımız maddelerde arayabilirsiniz. Dünyaca ünlü yazar Jim Stovall’ın bir sözü ile sonlandıralım yazımızı:
“Başkalarının neler yaptığının farkında olmanız, çabalarını alkışlamanız, başarılarını takdir etmeniz ve arayışlarında onlara yardımcı olmanız gerekir. Hepimiz birbirimize yardım edersek herkes kazanır.'